Levopront, levodropropizin etken maddesine sahip bir öksürük baskılayıcıdır. Yani bir öksürük şurubudur. Yan etkileri son derece az olmakla beraber bir piperazin türevidir. Kimyasal yapı bakımından piperazin türevi olan bileşik levopront ticari adı altında öksürük kesici olarak satılmaktadır.
Öksürük, solunum yolu enfeksiyonu, kronik bronşit ve astımın ortak bir özelliğidir, bu koruyucu refleks, hava yollarını aşırı mukus üretiminden ve ilham veren zararlı ajanlardan temizlemeye yardımcı olur. Öksürük genellikle astım sendromuna tipik olarak eşlik eden hava yolu hiperreaktivitesinin bir yansıması olabilir ve bazı hastalarda astımın ana semptomu olarak ortaya çıkabilir.
Yakın zamana kadar, CNS’deki öksürük merkezinin, kodein gibi klasik antitussif ilaçların tek etki alanı olduğuna inanılıyordu.’ Bugün, kodein için, özellikle periferal opioid reseptörleri üzerinde etkili olan bir periferik etki önerilmiştir. Bu reseptörler, bu reseptörlerin fonksiyonel öneminin tamamen araştırılması gerekse bile, vagal duyu nöronlarını içeren periferik sinirlerde lokalize olmuştur.
Levodropropizin
Buna ek olarak, Adcock ve arkadaşları, bir pentapeptit opioid agonisti olan BW443C’nin, CNS’ye girmeme ile tutarlı dozlarda, kobayda sitrik asit kaynaklı öksürüğü inhibe ettiğini ve akciğerde periferal opioid reseptörlerinin varlığını gösterdiğini bildirmiştir. Ancak daha yakın zamanlarda, insanda aerosol tarafından verilen ve 443C81 olarak yeniden adlandırılan aynı bileşiğin alt solunum tepkilerini önlemede aktif olmadığı gösterilmiştir. Levodropropizin, mevcut klinik kullanımda opioid reseptörleri ile etkileşime girmeyen antitussif bir ilaçtır. Ayrıca, levodropropizin ‘in farklı deneysel yöntemlerle indüklenen öksürüğe karşı aktif olduğu zaten gösterilmiştir. Özellikle, levodropropizin, hayvan deneylerinde, sitrik asit, NH4OH ve H2S04 gibi tahriş edici maddeler ve trakeal mukoza ve vagus sinirinin elektriksel uyarımı ile indüklenen öksürüğe karşı aktiftir. Levodropropizin, hem insan hem de hayvan çalışmalarında, özellikle CNS düzeyinde sadece küçük yan etkiler gösterdi. Levodropropizin ‘in etki mekanizmasını daha fazla karakterize etmek için, bileşiğin periferik etki bölgesini doğrulamak amacıyla pek çok deney yapıldı ve duyusal nöropeptit sistemi ile olası tutulum belirlendi. Aslında, duyusal nöropeptitlerin ve özellikle P maddesinin öksürük refleksine dahil olabileceği gösterilmiştir.
Kaynak: Lavezzo, A., Melillo, G., Clavenna, G., & Omini, C. (1992). Peripheral site of action of levodropropizine in experimentally-induced cough: role of sensory neuropeptides. Pulmonary pharmacology, 5(2), 143-147. DOI: https://doi.org/10.1016/0952-0600(92)90033-D
Levodropropizin yani tcari adıyla Levopront ‘ın öksürük şurubu olarak kullanılması dışında enzimlerin nasıl inhibe edildiğini öğrenmek için Enzim İnhibitörü ve İnhibisyon Çeşitleri adlı yazıyı okuyabilirsiniz. Antioksidan aktivitesi hakkında daha fazla bilgi için ise Glutatyon Redüktaz Enzim Aktivitesi yazısını okumanızı tavsiye ederiz.
Akciğer Kanserinde Öksürük ve Levodropropizin yani Levopront
Öksürük, histolojik tipi ne olursa olsun akciğer kanserli hastalarda sık görülen bir semptomdur. Öksürük, sigara içmeye devam eden hastalarda daha rahatsız edicidir ve zamanla amansız bir şekilde kötüleşme eğilimindedir. Kemoterapi hastaların yaklaşık üçte ikisinde öksürüğü azaltabilir, ancak etki kısadır ve tedavinin kesilmesinden sonra da devam etmez. Ayrıca çoğu hastada öksürük palyatif tedavi ile bile düzelmez. Bu nedenle neoplastik öksürüğü olan hastaların yaşam kalitesini iyileştirmek için sıklıkla antitussif ajanların verilmesi gerekir. Kodein türevleri gibi opioid ilaçlar, bu hastalarda öksürük tedavisinde sıklıkla kullanılsalar da, bilişsel ve psikomotor fonksiyon üzerinde ilgili etkilere sahiptir. Bu antitussif ilaçlar, muhtemelen beyin sapındaki 5-hidroksi-triptamin (5-HT) salınımındaki bir artış yoluyla gerçekleşen bir etki olan öksürüğün merkezi mekanizmalarını doğrudan modüle ederek etki eder.
Akciğer kanserli hastalarda öksürük tedavisinde opioidler hala yaygın olarak kullanılmasına rağmen, neoplastik öksürüğün tedavisinde periferik öksürük mekanizmalarına etki eden ve santral aktivitesi zayıf veya yok olan ilaçların tercih edilmesi gerektiği kesindir. Bir fenilpiperazinopropan türevi olan levodropropizin yani ticari adıyla Levopront, dropropizinin (-) enantiyomeridir. Bu opioid olmayan bileşik, hayvan modellerinde farklı ajanların neden olduğu öksürüğe karşı etkilidir. Birkaç deneysel kanıt, levodropropizin ‘in yani ticari adıyla Levopront ‘in, esas olarak hassas C-lif aktivitesinin modülasyonunu içeren periferik bir mekanizma yoluyla etki ettiğini göstermektedir. Bu etki mekanizması, klinik uygulamada gözlemlenen farmakolojik profili açıklayabilir. Gerçekten de, Levopront hem çocuklarda hem de yetişkinlerde farklı akciğer hastalıklarıyla ilişkili öksürüğe karşı etkili bir ilaç olduğu kanıtlanmıştır, ancak genellikle merkezi yan etkilerden yoksundur.
Kaynak: Luporini, G., Barni, S., Marchi, E., & Daffonchio, L. (1998). Efficacy and safety of levodropropizine and dihydrocodeine on nonproductive cough in primary and metastatic lung cancer. European Respiratory Journal, 12(1), 97-101.
Molekül yapısına baktığımızda bipiperazin grubu ve iki hidroksil grubu içeren molekül işlevsel gruplar olarak göze çarpmaktadır. Farklı akciğer hastalıkları için farklı kulanım tavsiyeleri içeren bu ilaç öksürüğün kesilmesinde oldukça etkilidir. Öksürme olayı üst solunum yollarını temizlemeye yönelik bir refleks olup her insanda bulunmaktadır. Bu ilaç ise bu refleksi baskılayarak çalışmaktadır.